Deprem Yaralanmaları

DEPREM YARALANMALARI

Herhangi bir kitlesel olayda yirmibeş ya da daha fazla kişi hayatını kaybederse bu tür olaylar genellikle afet olarak adlandırılmaktadır. Afetlerin boyutları büyüdükçe yapılan kurtarma çalışmaları ve verilen sağlık hizmetlerinde yetersizlikler ortaya çıkabilir. Toplumların önceden hazırlıklarının olmaması bu tür kayıpları arttırmaktadır. Ülkemizde son yaşadığımız deprem afetinde ortaya çıkan kaos ortamında tıbbi hizmetlerin yürütülmesinde bazı aksaklıklar olmuştur.

Yıkıntı altında ezilme dışında; yanlış kurtarma işlemleri, geç müdahale, transport yetersizlikleri ve hastaların yönlendirilme kusurlarının olduğu saptandı. Bu tür yaralılara plastik cerrahi disiplini içinde pek çok yapacak iş vardır. Bu işlemler erken dönemde acil girişimler ve geç dönemde rekonstrüktif girişimler olarak 2 bölüde değerlendirilebilir. Rekonstrüktif işlemlerin afet psikolojisi dışında düzenli olarak yapmak gerekmektedir. Plastik ve rekonstrüktif cerrahiye kitlesel afet olayları sonrasında erken müdahale ve geç dönem komplikasyonların önlenmesi açısından büyük görevler düşmektedir.

Plastik cerrahinin ilgi alanına giren Olguların tanısal dağılımı değerlendirildiğinde, en büyük grubu ekstremitelerde dolaşımı rahatlatmak için yapılan fasyatomi sonucu defektlerdir. Diğer olguların yüz kırıkları, el yaralanmaları ve muhtelif doku yaralanmalarıdır.

Olgularda tedavi ;

  • Defektlerin deri grefti ile kapatılması
  • Titanyum metal miniplak ve vidalar ile kemik kırıklarının fraktür tesbiti,
  • Kesilmiş ve kopmuş olan sinir  ve tendon onarımı
  • Oluşan doku kayıplarının flep ile onarım
  • Fonksiyonları kaybolmuş kol, parmak ve bacak gibi organların amputasyonu gibi rutin plastik cerrahi prosedürleri kapsar.

Olguların deprem sırasında veya hemen sonrasında bu yaralara sahip olma şekli değerlendirildiğinde

yıkıntı altında ezilme dışında; yanlış kurtarma işlemleri, geç müdahele, transport yetersizlikleri ve hastaların yönlendirilme kusurlarından kaynaklanmaktadır.

Bu tür yaralılara plastik cerrahi disiplini içinde pek çok yapacak iş vardır ve bunların afet psikolojisi dışında düzenli olarak yapmak gerekmektedir. Plastik ve rekonstrüktif cerrahiye kitlesel afet olayları sonrasında erken müdahele ve geç dönem komplikasyonların önlenmesi açısından büyük görevler düşmektedir. Bu nedenle deprem yaralanmaları tedavisinde plastik cerrahinin yadsınamaz geniş ve ağırlıklı bir yeri vardır.

Hastalara geç müdahele edimesi, transport yetersizlikleri, hastaların yanlış merkezlere yönlendirilmesi ezilme sendromu “crush sendromunu” görülme insidansını artırmıştır. Ezilme sendromu sürekli olarak uzamış basınca maruz kalma sonucu oluşur. 1941 yılında Bywaters ve Beal crush sendromunu ilk defa tanımladılar. Ezilme sendromu tüm yaralanma olgularında %4-5 oranında görülür.  Travma sonrası adale erimesi (rabdomyoliz) sonucu gelişen akut tubuler nekroz hayatı tehdit eder.  Kitle altında kalma ile oluşan afet yaralanmalarında ezilme sendromununun görülme insidansı daha yüksektir. Bu olgular nefroloji kliniği ile birlikte takip edilirken bu olgulara tedavi süresince dializ uygulanır. Kitle altında kalma ile oluşan yaralanmalardan sonra en sık ölüm sebebi ezilme sendromudur. Tedavide dializ ile dinamik elektrolit takibi önemli yer tutar ve yapılacak seri debritmanların hastalığın seyrinde anahtar rol oynadığı bildirilmektedir.

SONUÇ:

Panik reaksiyon, bilinçsiz kurtarma işlemleri, hastaların dağıtım ve transport hataları, bölgedeki sağlık personelinin afetten zarar görmesi sakatlık oranını arttıran faktörler arasında sıralanabilir. Kentleşmenin artması, dar bölgelerde yoğun nufusun yaşıyor olması yüksek katlı binaların ve apartman tarzı yaşamın benimsenmesi afet ve kriz yönetiminin güncelleştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

Deprem sonrası oluşan ekstremite deformitelerinde fonksiyonelliğin korunması bireyin üretkenliğinin devam etmesi hedef olmaktadır. Plastik ve rekonstrüktif cerrahinin akut afet olaylarında ve sonrasında deformitelerin giderilmesi açısından, rolü tartışmasızdır. Kurtarma, ilkyardım, nakil iletişim malzeme akışı ile ilgili örgütlenme ve hareket kalıplarının mutlaka önceden planlanmış olması gerekir. Personel eğitimine önem verilmeli afet sonucu oluşacak yaralanmalar bilinmeli, ilk müdahaleler için gerekli donanım ve destek hazır bulundurulmalıdır. En önemlisi yaşanan afetlerden çıkarılacak derslerin bir an önce uygulanmaya konulması gerekir.