YAĞ İNJEKSİYONLARI
Giriş paragrafı ve ameliyatın tanımı
Otolog(canlının kendi vücudundan alınan) dokularla yumuşak dokulardaki eksiklikleri düzeltmek her zaman plastik cerrahların en başlı ilgi alanlarından birini oluşturmuştur. Kişinin kendi vücudundan yağ alınıp yine kendine verilmesi ilk kez 1893’lerde uygulamış olsa da ilk kez 1970’lerden sonra popüler olmaya başlamıştır. Bu son 20 yılda tüm uygulayıcılar arasında standart bir teknik yoktur, ancak yöntemin esası vücudun belirli bölgelerinden yağ alınıp, hazırlanıp gerekli olan kısımlarına verilmesine dayanır.
1-kimler bu ameliyatı olabilir
Bu ameliyatı travmalar sonrası vücudunda doku eksiklikleri veya çöküklükleri olanlar, yapısal ya da yaşa bağımlı olarak yüzde derin çizgilenmeleri olanlar, çene ucunda küçüklüğü olanlar, elmacık kemiklerinin altında avurt denilen bölgede çukurlukları olanlar, derin yara izlerinde çöküklükleri olan ve vücudunda bu kısımlar için yeterli yağ dokusu bulunan tüm sağlıklı bireyler olabilirler.
2-alternatif seçenekler
Bu amaçla biyolojik ( kollajen, hiyalüronk asit,…gibi) veya sentetik kaynaklı (slikon, bioplastik, polyester materyaller,…gibi) diğer injeksiyon materyalleri kullanılabilinir.
3-anestezi türü
Küçük miktarlarda uygulanacaksa genellikle lokal anestezi (sınırlı uyuşturma) altında, ancak uygulanacak miktar fazla ise genel anestezi altında uygulanır.
4-ameliyat
Ameliyat üç ana basamakta gerçekleşir. Yağ hücrelerinin alınması, hazırlaması ve enjekte edilmesi (verilmesi). Yağlar genellikle üst bacak (baldır) yan taraflarından, kalçalardan ve karından alınır. Operasyonun ilk basamağında ameliyat esnasında yağ alınacak bölge steril olarak temizlenir, delme şeklinde yağ alma kanülünün gireceği kadar (0.5cm. gibi) küçük bir delik açılır. Yeterli miktarda yağ alınana dek negatif basınçla sürekli olarak yağ ışınsal hareketlerle ve kanülü ileri geri hareket ettirmekle alınır. Bundan sonra ikinci aşamaya geçilerek alınan yağlar bekletilir, süzülür ve ayrılan kan ve sıvılar atılarak enjeksiyon yapılacak özel enjektörlere aktarılır. Son aşamaya gelindiğinde amaca yönelik olarak hemen deri altına, kas içine veya hepsine birden özel uçlu enjektörlerle verilir. Bu aşamada verilen miktar 8 ila 11 ay sonra % 50 kadarını kalacağı planlanarak genellikle %30-50 kadar daha fazla miktarda verilir.
5-bu ameliyat ne kadar iz bırakır
Kanüllerin girdiği ve enjeksiyonların yapıldığı yerlerde hemen hemen hiç iz kalmaz. Zaten genellikle bu noktalarda daha az belirgin olunacak yerlerde seçilir.
6-ameliyatın riskleri ve yan etkileri
Bu yöntemi en çok kısıtlayan nokta uzun dönemde bu verilmiş olan yağ dokusunun (deri greftlerinin) yaşama miktarları, emilimleri ve yeniden şekillenmeleridir. Zaman zaman yer çekiminin de etkisiyle yetersiz alanlar, girintili-çıkıntılı bir görünüm ve tam olarak düzgün olmayan bir görünüm oluşabilir.
7-ameliyat sonrası bakım ve normale dönüş
Ameliyat sonrasında en ideali 2 gün olmak üzere minimum ilk gün saat başı 15 da. Kadar soğuk uygulama yapılır. Bu sayede ödem azalır, aktarılmış olunan hücrelerin yaşama yüzdesi arttırılır. Kişi ertesi gün duşunu alabilir ve cilt bakım ürünlerinden nemlendiricilerini kullanabilir.
8-sonucun sürekliliği
Emilen miktar aşağı yukarı 1 yıl sonunda sabitlenmiştir. Bundan sonra sonucun kalıcı olduğu düşünülür.