Estetik Cerrahi ve Sigara

Sadece estetik ameliyatlar değil tüm cerrahi girişimlerin sigara içimi ile ilişkisi vardır. Ameliyat gibi bir girişim olmasa bile sigara içilmesi genel sağlık durumunu zaten etkilemektedir. Sigara içilmesi halinde ciddi rahatsızlıkların ortaya çıktığı bir gerçektir.

Sadece estetik değil, mikrocerrahi veya flap ile onarım yapılacak ameliyatlarda, sigara içen kişilerin ameliyattan en az 4 hafta önce sigaraya ara vermeleri gereklidir. Sigara dokuların cerrahi sonucu oluşan yaralarının iyileşmesini zorlaştırmaktadır. Yaralar geç iyileştiğinde veya problem geliştiğinde veya doku kaybı olursa izler daha belirgin olmakta hatta ortaya çıkan tablo ameliyat öncesi durumdan daha da kötü olabilmektedir. Bu durum hasta ve cerrah için çok önemli bir hayal kırıklığı olabilir.

Hastaların sigarayı bırakmadıkları takdirde birçok sağlık sorunuyla karşılaşabilir. Sigara içen hastalar ameliyathanede genel anestezi aldıklarında normal sigara içmeyenlere oranla daha fazla anestezi ilacı ve gazlarına ihtiyaç gösterirler. Yine ameliyat sırasında kan basınçlarını kontrol altında tutmak diğerlerine göre daha güç olmaktadır. Ayrıca sigara içenler ameliyat bittiğinde uyandırılırken daha fazla bronşiyal sekresyona sahip olduklarından zorluk gelişmekte ve uyanma süresi göreceli de olsa uzamaktadır.

Artan sekresyonlar dışarı çıkarılamazsa akciğerde küçük tıkaçlara neden olmakta ve bu da akciğerde fonksiyon dışı alanlara yol açmaktadır. Bu sekresyonu çıkartmak ve tıkaçları açmak için refleks olarak öksürme ihtiyacı ortaya çıkar. Her öksürük ağrıyı arttıracağı için kişi bu refleksi baskılayabilir ve bu da tıkaçların yerinde kalmasını sağlar. Bu durumda akciğer iltihabı olayları gelişir. Eğer öksürmeye devam ederse ameliyat sonrası morlukları ve şişlikleri artar. Ayrıca cerrahi kapama sırasında konan dikişler gevşer veya açılabilir. Hatta cerrahi alanlarda kanamalara yol açabilir.

Sigaranın küçük damarlarda dolaşım bozukluğu yaptığı ve büyük damarlarda belirgin damar sertliğine yol açtığı bilinmektedir. Dokulardaki kan dolaşımı yani perfüzyon olarak isimlendirilen en küçük damarlardaki dolaşım hücre ve dokuların hayatta kalması için gerekli olan fizyolojik olaydır. Cerrahi girişim nedeni ile kısmen de olsa ameliyat bölgesinde bozulan kan dolaşımı sigara nedeniyle damarsal olarak da bozulmakta ve dokuların “perfüzyonu” yani kan dolaşımı duraksayabilmektedir. Tam durması az görülen bir durum olmakla birlikte tam bir facia ile sonuçlanmakta ve o bölgede doku ölümü gerçekleşmektedir. Dolaşımın tam durmadığı ancak oldukça ciddi etkilendiği bölgelerde düşük oksijen basıncı ile açıklanabilen “iskemi ya da hipoksi” olarak adlandırılan durum gelişmektedir. Bazen geçici olan ve daha sonra normal dolaşıma geçebilen bir durum olsa da bazen tam dolaşım durması ile de sonlanabilir. Bunu önlemek için ilaç tedavisi denenir ve etkili de olunabilir. Kan dolaşımının aksaması o anda doku ölümüne yol açmasa bile o bölgede daha sonra gerekli olacak olan yara iyileşmesi olaylarını aksatabilir ve iyileşmeyi geciktirir. Yara boşluklarına olan kanamalar da yara iyileşmesini geciktirir, ameliyat sonrası morluk ve şişliğini artırır.

Flap şeklinde hazırlanan doku parçalarının dolaşımı sınırlıdır. Yüz germe, meme küçültme ve karın germe ameliyatları bu gruba giren flap ameliyatları olup dikkatli davranılması gereken ameliyatlardır. Sigara içilmesi bu hazırlanan flapların dolaşımını negatif yönde etkileyerek ameliyatı başarısız hatta kötü şekilde sonuçlandırabilir.

Bu nedenlerden dolayı ağır sigara içicilerin büyük bir estetik ameliyat ya da mikrocerrahi yöntemle gerçekleştirilecek bir ameliyat olacaklarsa en az 2 ay öncesinden sigarayı bırakmaları gerekir. Daha sınırlı bir ameliyat veya daha kısa süre ve daha az sigara içenler ise en az 3-4 hafta öncesinden sigarayı tam olarak bırakmaları gerekmektedir. Sigaranın azaltılması bu riskleri önemli derecede azaltmaz.