Cilt soyma ve gençleştirme

Dış ( güneş ışınları, rüzgar..) ve iç ( kronolojik yaşlanma, beslenme alışkanlıkları) faktörler zaman içinde yüzün yumuşak doku katmanlarına ve yapısal bütünlüğüne zarar vermeye başlar. Bu deri değişiklikleri yüzün karakteristik görünüşüne yansır.
Deri yaklaşık olarak her on yılda % 6 oranında incelir. Derideki incelme ile birlikte deri altı yağ dokusuda incelir. Yer çekimi ve alttaki adalelerin çekimi ile kırışıklar artar ve daha belirgin hale gelir. Dermis yanı sıra epidermis ve cilt altı yağlı dokuda da eş zamanlı etkilenmeler olur. Tüm bunları tek bir girişimle onarmak mümkün değildir, ancak değişik girişimlerle her biri için bazı düzeltmeler ve iyileştirmeler yapmak mümkündür.
Sonuç olarak tedavide kullanılan maddeler önleyici, onarıcı ve de altta yatan nedenleri geri döndürmeye yönelik olmaktadır.

1- Kimler bu ameliyatı olabilir (uygundur)
Her yaştaki kadın ve erkekler cilt yenilenmesinden yarar görebilirler. İdeal hastalar açık renkli ve yağsız cildi olan kişilerdir. Yağlı cilt, kumral ve esmer hastalar önerilen cilt yenileme metodu ne olursa olsun uygun cilt tedavisi ve hazırlığı görmeden bu işlem yapılırsa pigmentasyon değişiklikleri için yüksek risk altında olacaktır

2-Alternatif seçenekler
Yüz gençleştirmede cilt yenileme girişimlerine ek olarak mimik çizgilerinin giderilmesi için uygulanan botoks ve diğer yaşa bağlı ince çizgilerin giderilmesi için uygulanan dolgu maddeleri uygun hastalarda faydalı sonuçlar verir.

3- Ameliyat öncesi hazırlıklar ve değerlendirme
2 ile 4 hafta öncesinden çeşitli cilt düzenleyici kremlerle ameliyat sonrası komplikasyonları azaltmak amacıyla doktor kontrolünde başlanır.

4- Anestezi türü
Kimyasal soyma ve laserde genellikle ek bir anesteziye gerek olmamaktadır. Bazı durumlarda isteğe göre basit sakinleştiriciler kullanılabilir. Dermabrazyonda ise genellikle lokal anestezi yeterli olmaktadır.

5- Cilt Soyma – yenileme işlemi:
Kimyasal “peeling” ile cilt soyma derin ve yüzeyel olarak iki şekilde uygulanır. Meyve asitleri ile yapılan yüzeysel kimyasal peeling, fenoller ve triklorasetik asitler kullanılarak gerçekleştirilen derin “peeling”tir.

Yüzeysel kimyasal peeling şeker pancarından elde edilen glikolik asitlerle, sütte bulunan laktik asitlerle uygulanabilir. Daha yaygın olarak bilinen isimleri ise alfa hidroksi asitlerdir. Bunlar oldukça küçük moleküller olduğu için derinin üst tabakası olan epidermisi kolayca geçebilmektedirler. Ancak daha alt tabaka olan dermise geçemezler. Derinin üst tabakası olan Epidermisteki hücrelerin yenilenmesini tetikleyerek onların dış etkenlere olan toleransını arttırırlar. Hücresel yenilenme dışında epidermis kökenli olan yüzeysel lekelerin tedavisinde de başarılı olmaktadır.

Bir başka yüzeyel peeling ise salisilik asitlerle yapılan uygulamalardır. Daha çok akne, siyah-beyaz nokta ve lekelerin tedavisinde kullanılır. Cildin daha alt tabakalarının soyulması için yapılan peelingler ise derin lekelerin ve izlerin tedavisinde kullanılabilecekleri gibi kırışıklıkların tedavisinde de kullanılabilmektedir. Bu amaçla TCA ve fenol uygulanmaktadır. TCA konsantrasyonu ayarlanarak işlemin derinliği belirlenmektedir.

Kutanöz lazer ile cilt yenileme çalışmaları 1990 ların başından beri CO2 lazer ve Er:YAG lazer uygulaması şeklinde yapılmaktadır. Diskromi ve atrofik skarların tedavisinde kullanılırlar. Lazer ile cilt gençleştirme bu konuda günümüzde kullanılan birçok yöntemden daha avantajlıdır. Bunlar arasında uygulamadaki hassasiyet, çok az veya hiç kanama olmamasıdır. Ancak yinede lazer ile cilt yenilemesi istisnasız herkes için geçerli bir yöntem değildir. Bazı vakalarda kimyasal peeling ve dermabrazyon daha geçerli bir yöntem olarak sayılabilir. Esasında cilt yenileme yöntemlerinin hepsi aynı temele dayanır. Öncelikle hasara uğramış derinin üst katmanları soyularak sıyrılır.Daha sonra iyileşme sürecinde oluşan yeni hücreler daha düzgün, daha sıkı ve genç görünen bir cilt yüzeyi oluştururlar.

Dermabrazyon ve dermaplaning, kontrollü cerrahi sıyrılmalar yolu ile cildin üst tabakalarını yeniden yapılandıran tedavi metodlarıdır. Bu tedaviler cildin yüzeyindeki düzgünlüğü bozan engebeleri ve izleri yumuşatarak, cilde daha düzgün bir görünüm verirler. Dermabrazyon çoğunlukla , kazalar ve daha önce uygulanan operasyonlar sonucu kalan izleri ve ağız kenarında görülen ince yüz kırışıklıklarını düzeltmek için uygulanır. Bazen keratosis denilen kanser öncesi oluşumları çıkartmak içinde uygulanır.
Dermaplaning derin akne izlerini tedavi etmek amacıyla çok sık uygulanan bir yöntemdir. Dermabrazyon ve dermaplaning yöntemlerinin her ikisi de küçük bir cilt bölümüne yada tüm yüze uygulanabilirler.Sadece tek prosedür olarak uygulanmasının yanı sıra , yüz germe, iz düzeltme veya kimyasal yöntemle yapılan cilt soyma işlemleri ile birlikte uygulanabilirler.

6- Bu ameliyat ne kadar iz bırakır
İz bırakmayan tedavi yöntemleridir. Ancak işlemden sonra erken dönemde güneş ışınlarının etkisinden cildi korumak gerekir.

7- Ameliyatının riskleri ve yan etkileri
Komplikasyon olarak renk açılması, koyulaşma, yanık ve herpes virüs enfeksiyonu gibi diğer bazı durumlar sayılabilir. En çok rastlanan risk deri pigmentasyonunda görülen değişikliklerdir. Operasyondan sonra minik beyaz lekeler oluşabilir.Genellikle kendiliğinden yok olurlar nadir olarak cerrahi olarak alınmaları gerekir. Deri onarımı tedavilerinde enfeksiyon ve iz kalması çok nadir rastlanan durumlar olmasına karşın, olasıdırlar. Bunlar genellikle izleri yumuşatan steroid içerikli ilaçların sürülmesi ile giderilebilirler.

8- Ameliyat sonrası bakım ve normale dönüş
Yeni cildiniz, birkaç hafta süreyle biraz şiş, hassas ve parlak pembe bir renkte olacaktır. Bu süre içinde normal aktivitelerinize geri dönmeye başlayabilirsiniz. 2 hafta süreyle cilde gelen darbelerden kaçınmak gerekir. Aktif sporlardan 4-6 hafta süreyle uzak kalmak gerekir. Rüzgardan ve klorlu havuz sularından yüzün korunması cildi kurutmamak ve nemli tutmak için önemlidir. Hepsinden önemlisi yüzünüzde uygun pigmentasyonun sağlanması için cildin 6-12 ay süreyle güneş ışınlarının direkt zararlı etkilerinden korunmasıdır.

PAGE

PAGE 3